Karınca

Hamamböceği

Son Eklenenler

Yaşam etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yaşam etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Bahar temizliği nedir? Nasıl ve ne zaman yapılır?

Cumartesi, Nisan 23, 2016
Bahar temizliği, kış aylarının bitmesi ve yaz aylarının girmeye başlaması ile ihtiyaç haline gelmiştir. Dolaplar, halılar, duvarlar, v.s. bir çok kenar köşe temizlenip, yaza tertemiz bir yaşam alanı ile başlamak hepimizin hayalinde ve yaptığı işlerdendir. Özellikle ev hanımlarını daha çok yoran bu işleri nasıl daha kolay yapabiliriz? Nelerden yardım alabiliriz gibi sorulara cevap bulmaya çalışalım;


Bahar temizliğine başlamak için neler yapılmalıdır?

Bahar temizliği, ev içerisinde kış aylarında birikmiş, uzun süre dokunulmamış alanların temizliği olarak düşünülebilir. Dokunulamayan bu kısımlara ise şu şekilde başlanabilir.
  • Yatak odasında bulunan dolapla başlanmalıdır.
  • Dolap içerisinde bulunan eşyalar çıkarılmalı ve kapsamlı biçimde dolap silinmelidir. Çünkü evde dolap içleri, en çok tozlanan yerler arasındadır.
  • Kullanmadığımız giysiler, “kalsın!”, “gitsin!”, “belki!” gibi sorular eşliğinde şekillendirilebilir. Kışlıklar muhafazalı şekilde dolaptaki yerini almalı ve yazlıklar ön plana çıkarılmalıdır.
  • Kenarda köşede süs olarak kullanılan eşyalar, tablolar kenara kaldırılmalı ve temizlik bitene kadar zarar görmeyecek şekilde muhafaza edilmelidir.
  • Duvarların kirlenmesi genel anlamda birkaç yılda bir gerçekleşir. Ancak evin sobalı yada kaloriferli olup olmaması gibi etkenler, duvarların erken kirlenmesine yol açabilir. Fazla kirli olması durumunda ise boya yapılmalıdır.
  • Kilim, kanepe üstü gibi silinebilir yerler silinmeli yada süpürülmelidir.
  • Evin genel anlamda temizlenmesinin ardından en sona pencereler bırakılmalıdır. Sebebi ise ev temizliği esnasında havaya kalkan tozlar pencereye yapışacaktır.
  • Bahar temizliği, en son pencereler temizlenerek bitirilmelidir.
Özetlemek gerekirse; bahar temizliği evin yaza hazırlanmasıdır. Kışın yoğun kirli atmosferine maruz kalmış evinizi; havalandırmak, temizlemek ve daha sağlıklı yaşanabilir bir yer olarak hazırlamaktır. Bunu yaparken ailenizden yardım almayı da ihmal etmemeliyiz. Çünkü; ev hanımları kadar diğer evde yaşayan bireylerde bu temizlikten sorumludur.

Halılar nasıl saklanmalıdır?

Çarşamba, Nisan 01, 2015
Halılar depo  ve ev ortamında saklanılır. Halı saklanan depolar temiz, kuru ve doğal veya yapay ışıklı olmalıdır. Bu ortamlarda havadaki nem oranı en fazla %60-65 olmalıdır.

Depoda saklanan halılar tahta üzerinde toplanmalı ve duvardan biraz aralıklı yerleştirilmeli, tozdan, kirden ve direkt gün ışınlarından korunmalıdır. Halı saklandığı sürece güve ve kemirgenlere karşı mücadele konusuna titizlikle dikkat edilmelidir ve ayrıca yangına karşı önlemler alınmalıdır.

Müze gibi yerlerde sergilenen halı ürünlerinin güveden ve diğer zararlılardan korunması için en iyi araç sentetik malzemeden veya normal camdan yapılmış vitrinlerdir. Vitrin kullanımının avantajı sergilenen halıları tozdan, güveden ve diğer zararlılardan korumasıdır ve aynı zamanda çok sayıda örneklerin vitrine konulması ile birlikte poz değiştirilmesi kolaydır.


Ev ortamında halıyı yazın kaldırıp saklamak için rulo halinde sarmak gerekiyor. Hiçbir durumda halıyı dörde katlamayın. Aksi halde halı ezilir. Halıyı uzun süreliğine kaldırırken güvelere karşı malzemeler kullanmak gerekir. Güve ile en yaygın mücadele aracı naftalindır. Fakat kullanımı sağlık kuruluşları tarafından önerilmez. İnsan vücudu için zararlı olan kanserojen özellikleri tespit edildiğinden naftalin istenmeyen malzeme listelerine dahil edilmiştir.

Halk arasında uzun zamandır kullanılan pelin otu bitkisinin kurutulmuş dalları, lavanta, sardunya yaprakları, portakal kabukları veya çilek sabunu en iyi halde kelebeği kaçırabilir. Larvalarla mücadelede ister doğal, gerekse kimyasal malzemeler yeterince etkili değildir.

Karanfil de güvelere karşı kullanılmakta olan doğal malzemelerden biridir. Tomurcukları gazlı bez torbaya toplanarak halıların arasına konulabilir.

Günümüzde evlerde güvelerle mücadele için çeşitli malzemeler kullanılmaktadır. Bu konu ile ilgili ayrıca Güve hangi kokuyu sevmez isimli konuya göz atabilirsiniz: http://www.bocekler.org/2014/06/guve-hangi-kokuyu-sevmez.html

Yılan sokması ilk yardımı

Perşembe, Aralık 25, 2014
Yılan sokması yani ısırması sonrasında acaba yılan zehirli mi zehirsiz mi diye tereddüte düşülmemelidir. Her iki durumda da ısırılan kişiye sanki yılan zehirliymiş gibi ilk yardım uygulanması şarttır. Peki böyle bir durumla karşılaşıldığında ne yapılmalıdır?

- Her şeyden önce yaralı mümkün olduğunca hareket ettirilmemeli ve en kısa sürede bir sağlık kuruluşuna ulaştırılmalıdır.

- Isırılan kişinin sakinleştirilmesi ve rahat ettirilmesi önemlidir.

- Özellikle yılanın ısırdığı bölge hareketsiz bırakılmalıdır.

- Eğer yılan yaralıyı kolundan veya bacağından ısırdıysa ısırığın altına ve üstüne 1-2 parmak genişliği olan sıkan bantların yerleştirilmesi gerekir.


- Eğer yılan yaralıyı elinden ya da ayağından ısırmışsa, bu durumda bilek üstüne tek bir bandaj uygulanması yeterli gelir.

- Isırılan bölgede şişme olup olmadığı kontrol edilmelidir. Bölge şişmişse bandajlar şişmenin bittiği yere, şişmemişse 2-3 cm. uzağa yerleştirilmelidir.

- Yılan tarafından ısırılan bölgeye buz torbası koyulmalıdır. (bölge dondurulmaz yalnızca soğutulur) Ancak buz cilde doğrudan temas ettirilmemelidir. Ayrıca, buz bölgeye sarılmamalıdır.

- Yanlış bir uygulama zehri emmek veya ısırılan bölgeyi keserek açmaktır. Özellikle zehrin emilmesi durumunda ağızda bir yara varsa zehirlenme ortaya çıkabilir.

- Yılan sokan bölgeye merhem sürülmemelidir. Bu bölgenin sabunlu su ile temizlenmesi uygun olacaktır.

- Yaralının yüzük, saat ve diğer takıları varsa çıkarılmalıdır.

Yukarıda yılan sokması durumunda uygulanması gerekenlerden bahsettik. Böyle istenmeyen bir durumla karşılaşmamak için yılan ısırmalarına karşı önlem almak önemlidir.

Yılan ısırmalarından korunma

- Elleri yılanların güneşlenebilecekleri düz kayaların çıkıntılarından uzakta tutmak gerekir.

- Kaya oyuklarına, alt kısımlarına veya kuş yuvalarına eller sokulmamalıdır.

- Ölü yılanlardan uzak durulmalıdır. Çünkü bu yılanlar öldükten sonra bile refleks hareket sonucu ısırmalara sebep olabilirler.

- Yılanların bulundukları bölgelerde kılık kıyafete dikkat edilmelidir. Çıplak ayakla yürünmemelidir. Kalın giysi ve ağır botlar giyilmelidir.

Mite Nasıl Yok Edilir?

Salı, Aralık 23, 2014
Mite, gözle görülemeyecek kadar küçük, tozlu olan ortamların hemen her tarafında bulunabilen bir böcek türüdür. Gözlemlenmesi için mikroskop veya büyüteç gibi malzemeler gereklidir. Mite, halk arasında toz akarı ya da mayt olarak tanınır. Evlerdeki toz topağı olan her yerde, yataklarda, battaniyelerde kısacası kumaş ve döşeme olup, toz toplayan her şeyin içinde bulunur. Her türlü canlının deri döküntüsüyle ve küçük kıllarla beslenir. İnsanların ve hayvan türlerinin neredeyse tamamının vücudunda mite bulunur. 150 türü bulunan bu böcek 8 adet bacağa sahiptir.


Mite canlısı gün içinde 150 topa yakın dışkı bırakır. Bu canlı insanlarda bazı rahatsızlıklara sebebiyet verebilirler. Astım, bronşit ve alerjik hastalıklara sebep olabilir. Mite zararlısından kurtulmanın kesin bir yolu yoktur. Belli aralıklarla ilaçlama yaptırabilirsiniz ama ev ortamında da sürekli olarak dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. İlaçlama yapılmış olsa bile temizlik konusunda dikkat edilmemesi miteleri tekrar evinize çekebilirsiniz. Evlerin düzenli olarak temizlenmesi, süpürülmesi, tozlarının alınması gereklidir. Ayrıca evin gün içinde yaklaşık 10-15 dakika tüm pencereler açılarak havalandırılması gerekir. Mite özellikle yatılan yatakların içerisinde kendilerine yaşam alanı bulur. Yatakların düzenli olarak havalandırılması gerekmektedir.

Mite ilaçlaması yapılırken; kokulu ve kokusuz olmak üzere çeşitleri olan sıvı ilaçlar kullanılır. Her yerde bulunabileceği için yatakların, koltukların, halıların da püskürtme yöntemi ile ilaçlanması gereklidir.

Tifüs Hastalığı Hakkında Bilgi

Cumartesi, Aralık 20, 2014
Tifüs hastalığı, yıllar öncesinde pek çok kişinin hayatını kaybetmesine neden olarak biliniyordu. Günümüzde ise; hala tehlikeleri biliniyor olsa da, tedavisi olup, geçmiş zamanlardaki gibi ölümcül bir hastalık olarak sınıflandırılmamaktadır. Tifüs, bazı bitlerde bulunmakta olan bir virüs mikrobu ile insanlara yayılmaktadır.  Hastalık, solunum ve gözler aracılığı ile de bulaşabiliyor olsa da, en kolay bulaşma yolu deridir. Tifüs mikrobu taşımakta olan bitler, kişinin teni ile temas haline geçer ve insan derisini ısırır. Deride oluşan yaradan da, mikrop insan vücuduna sızar. Dolaşım sisteminin en önemli elemanlarından bir tanesi olan kana kadar ilerleyen tifüs, burada hızla çoğalmaya devam eder ve kişide hastalığın oluşmasına neden olur.

Tifüs Hastalığının Belirtileri Nelerdir?

- Hastalığın ilk belirtileri olan baş ağrısı, mide bulantısı, iştahsızlık gibi belirtiler pek çok başka hastalığın da belirtileri olduğu için, bu belirtiler ile tifüs hastalığını teşhis etmek genellikle mümkün olmamaktadır.
- Hastanın vücudunda, göğüs etrafında başlayan kırmızı lekeler belirir ve 1-2 gün içerisinde, bu lekeler tüm vücuda yayılır.
- Hasta kişiler, ışığa kadar aşırı duyarlı olurlar. Doğrudan ışığa maruz kaldıkları ortamlarda, hastalığın belirtileri çok daha fazla kendini gösterir.
- Yüksek ateş de hastalığın en önemli belirtilerinden birisidir. Hastalığın ilk zamanlarında kendini göstermeye başlar ve hastalık tam anlamı ile tedavi edilene kadar devam eder.
- Hastalığın ilerleyen dönemlerinde kalp ve böbrekle ilgili sorunlar ile karşılaşılması hastaların yaklaşık olarak yarısında görülmektedir.
- Tifüs hastalığının son evresinde ise; kişinin konuşma işlevi azalır. Bilinç kayıpları meydana gelmeye başlar. Kişi yardım almadan yürüyemez ve yemek yiyemez. Bu aşamadan sonra hastalığın tedavisi de genellikle mümkün olmamaktadır.


Tifüs Hastalığı Nasıl Tedavi Edilir?

Tifüs, mikroplar ile yayılmakta olan bir hastalık olduğundan dolayı, tedavisi için de mikropları yok etmek gerekmektedir. Bunu sağlayacak olan ise; güçlü antibiyotiklerdir. Alanında uzman bir hekimin uygun gördüğü dozlarda ve aksatmadan kullanılan antibiyotikler hastalığın tedavisini sağlayacaktır. Bunun yanı sıra; kişilerin yedikleri yiyeceklerin ve bulundukları ortamın temizliğine de ekstra dikkat etmek gerekmektedir.

Köpekler İçin Çikolata Neden Zararlıdır?

Pazartesi, Aralık 08, 2014
Elinizdeki çikolatayı dillemeye çalışan yaramaz bir köpeğin o şirin bakışlarına dayanamayıp bir parça çikolata verirken yakalanırsanız, hemen yanınızda biten arkadaşınızın; ''Sakın vermee!'' yakarışını kolayca işitebilirsiniz. Doğru da söylüyor, sakın vermeyin!

Peki neden?

Teobromin; Çikolata, kakaosundan dolayı, içerisinde teobromin adında bir alkoloit bulundurur. En bilindik marifeti beyinde endorfin, yani mutluluk hormonu salgılanmasını sağlamaktır. Fakat kediler ve köpekler Teobromini insanlar gibi hızlıca sindiremezler. Teobromin köpek için; hücre içindeki kalsiyum yoğunluğu yükselterek, kalp ve iskelet kasının kasılabilirliğini artırır.

Köpekler İçin Çikolata Neden Zararlıdır?

İnsanlarda mutluluk, köpeklerde zehirlenme vakalarına sebep olan teobrominin, köpekler üzerindeki etkileri şöyledir;

Kusma, Kas seğirmesi, Hiperaktif hareketler, Su kaybı, Nöbet ve Kalp atışlarının hızlanması. Bu etkilerin bir kısmı da köpek için oldukça ölümcül olabiliyor.

Bir parçadan bir şey olmaz demeyin. Köpekler çikolatayı ve şekeri çok seviyorlar. Bu tarz köpek zehirlenmelerinin en sık yaşandığı zamanlar, Ramazan ve Kurban bayramları oluyor. Bayram zamanları dikkatli olunuz efendim.

Toz Böcekleri Nasıl Yok Edilir?

Çarşamba, Aralık 03, 2014
Nemli ve rutubetli ortamlarda yaşamayı seven toz böcekleri, çoğu zaman insanlar tarafından fark edilmemektedir. Toz kadar küçük olduğundan, toz böceği olarak bilinmektedir. Toz böcekleri çok küçüktür. Yaklaşık olarak 0,2 – 0, 5 mm arasındadırlar. Eğer koyu renkli bir alan üzerinde olurlar ise o zaman fark edilebilirler yoksa bu küçük böcekleri fark etmek oldukça güçtür.

Toz Böceklerinin Zararları Nelerdir?

-          Toz böcekleri, solunum yolu rahatsızlıklarına neden olmaktadır.
-          Bu böcekler, insanların vücudu üzerinde de olumsuz etkilerde bulunmaktadırlar. Deri üzerinde yaşanan kızarıklıklar ve kabarmalar toz böceği yüzünden olabilmektedir.
-          Toz böceklerinin en ciddi zararı, ciltte sulu bir şekilde yara oluşturmasıdır. Eğer bu yaraya dikkat edilmez ise daha ciddi problemlere yol açılabilir. Bu yüzden, vücudunuzda eğer böyle bir yara görürseniz, hiç ihmal etmeden doktor kontrolünden geçmelisiniz.


       Toz Böcekleri Nasıl Yok Edilir?

Toz böceklerinden kurtulmak için halk arasında kullanılan yanlış yöntemler;
-          Toz böceklerinin üzerine çamaşır suyu dökülerek, böceklerin yok edileceği düşünülür. Fakat çamaşır suyu ya da deterjan gibi maddeler ile toz böcekleri ölmez.
-          Yapılan yanlışlardan biri de süpürge makinesi ile toz böceklerini temizlemektir. Geçici olarak bulundukları yer temizlenebilir fakat süpürge içerisinde yaşamaya ve daha sonra tekrar eve yayılmaya devam edebilir.

Yanlış yöntemler kullanmak yerine, profesyonel bir ilaçlama firması ile görüşmelisiniz. Çalışacağınız böcek ilaçlama firmasının, güvenilir ve kaliteli olduğundan emin olduktan sonra, toz böcekleri için ilaçlama yaptırabilirsiniz. Bazı böcek ilaçlama firmaları, yüksek fiyat karşılığında ilaçlama yaptıkları halde toz böceklerinden kurtulmak mümkün olmamaktadır. Doğru ilaç kullanan ve güvendiğiniz bir firma ile çalışarak, toz böceklerinden bir kere ilaçlama ile kurtulmanız mümkün olacaktır. Böceklerin olduğunu fark ettiğiniz ilk anda, daha fazla çoğalıp yayılmamaları için önlem almalısınız.

Fabrika İlaçlama

Pazartesi, Aralık 01, 2014
İşçilerin sağlıklı bir ortamda çalışabilmeleri ve temiz bir üretim yapabilmeleri için fabrikalarda düzenli bir şekilde ilaçlama yapılmalıdır. Fabrika ortamları bakteri ve haşerelerin kolayca üreyebileceği ve yaşamalarına olanak sağlayacağı bir ortam sunar. Haşerelerin üremesi ortamın sıcaklığı ve ortamdaki besin kaynağına göre değişiklik gösterir. Haşereler çok hızlı üreyebilen canlılar olduğu için ilaçlamanın düzenli bir şekilde yapılması gerekmektedir.

İlaçlama, alanında uzman kişilerce; fabrikanın aktif olma süresine göre, uygun ilaç türü ile yapılmalıdır. 24 saat aktif olarak faaliyet gösteren fabrikalarda, kokusuz, çalışanların etkilenmeyeceği ilaç türü tercih edilmelidir. Dışarıdan, içeriye kolaylıkla girebilecek fare gibi haşereler için, fabrika dışının da ilaçlanması gerekmektedir.


Özellikle, gıda sektöründe üretim yapan bir fabrikanın ilaçlanmaması, halkın da sağlığını tehlikeye atabileceği gibi fabrika da kendi adını zedelemiş olur. İlaçlama ile hedeflenen durum çalışana sağlıklı bir iş ortamı hazırlamak, hizmet sunulan kitleye de sağlıklı, temiz ve kaliteli üretim sağlamaktır. Ayrıca haşereler etrafa verdikleri zararla, üreticiyi maddi kayba uğratır, ilaçlama ile bu zarar engellenmiş olur.

Fabrikalar, daha geniş ve ağır makineler bulunduran yapılar olduğu için ilaçlama işlevi daha zahmetlidir. Fabrikada hangi haşerenin yoğunlukta olduğu, fabrikanın aktiflik süresi göz önünde bulundurularak, hangi tip ilaçlama yapılacağı uzman kişiler tarafından belirlenmelidir.

İlaçlama yaptırılmaya karar verildi ise; bu konuda hangi firmayla çalışılacağı, gerekli sertifikalarının bulunup bulunmadığı iyice araştırılmalıdır. Bu hususta yapılacak bir hata insan sağlığını tehlikeye atar. Kullanılan ilaçlar ise Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı tarafından onaylı olmalıdır.

Fabrikalar büyük yapılar olduğu için, ilaçlama maliyeti daha fazladır. Haşere yoğunluğu ve türüne göre kullanılan ilaçlar da maliyeti etkiler.
 
Copyright © Böcekler. Designed by OddThemes