Gümüş Böceğinden Kurtulma Yolları

Cumartesi, Mayıs 31, 2014
Gümüş böceği genel olarak yaz aylarında görünmeye başlayan bir böcektir. Kış aylarında uykuya çekilen bu böcek, havalar ısındığında özellikle banyo ve tuvaletlerde görünmeye başlar. Gümüş böceğinin beslenme şekli de oldukça ilginçtir. Bu böcek evde boşta gördüğü her yemeği yemesiyle beraber duvar kâğıdı, tutkal, macun, un, kitap, dergi, kâğıt havlu, elbiseler, kumaşlar ve kaşmirler gibi eşyaları da yiyebilmektedir. Bu sebepten ötürü de evde ciddi hasarlara sebep olabilmektedir.

Gümüş Böceğinden Kurtulma
Gümüş böceği (ingilizce silverfish)
Yaz aylarına girdiğimiz şu dönemlerde evlerini gümüş böceği saran insan sayısı giderek artmaktadır. Özellikle nemli ortamları seven bu böcekler lavabo kenarlarında, su borularında, mutfak ve banyo dolaplarında bulunabilmektedir. Bu yüzden gümüş böceğinden kurtulma yolları çok daha basit bir şekilde belirlenebilir. Bu arada gümüş böcekleri herhangi bir şekilde insanların vücuduna zarar vermez. Yani insanları ısırmazlar. Sadece doğal yaşam ortamlarımızdaki eşyaları tahrip ederler.

Gümüş böceği evin birçok bölümünü işgal ettiyse bu durumda evi ilaçlatmak doğru bir seçim olabilir. Fakat belli başlı bölgelerde var ise çamaşır suyu ile güzelce yıkayarak da bu böcekten kurtulabilirsiniz. Başka bir yöntem ise nişasta yardımı ile böcekleri tuzağa düşürmektir. Bir poşetin içine çiğ patates koyun ve yıkamayın. Yani üzerinde nişasta kalsın. Sonra bu poşeti gümüş böceğinin bulunduğu yere götürün ve bırakın. Böcekler nişasta için poşete gelecektir ve sabah uyandığınızda büyük bir kısmını o poşetin içinde göreceksiniz.

Fare Sorunu

Pazartesi, Mayıs 26, 2014
Gelişen toplu konutlarla beraber gelen sorunların başında alt yapı eksikliği baş göstermeye başlamıştır. Yüksek yapılar yapılırken eksik hesaplamalar nedeniyle ve zeminin çok altına inilmesi nedeniyle kot farkı (Kot farkı yüksek yapılar ile daha yüzeysel yapılar arasında oluşan derinlik farkı) oluşmakta buda zamanla rögar taşmalarına neden olmaktadır.

Bunun yanında evimizden lavabo ve klozete attıklarımıza dikkat etmememiz de zaten yetersiz olan lagarların tıkanmalarına ve taşmalarına da neden olmaktadır. Dairelerden atılan çocuk bezi, kadın pedi, kumaş bezler ve prezervatiflerin atılması da ayrıca giderlerin tıkanmasına yol açmaktadır. Bu bacalar böcek ve fareler için birer yuvadır.


Bu arada her ne kadar itici hayvanlarda olsalar farelerin buraları yuva ve mesken edinmesi, bu kanallarda gezmesi tıkalı olan bacaların bir çoğununun açılmasını sağlamaktadır. Bu güçlü kemirgenler kanallar arasında yolculuk yaparken giremedikleri alanları kemirerek her tarafı kendileri için ulaşılabilir yaparken insanların kendi hataları sonucu tıkanan yollarında açılmasına vesile olmaktadır. Bir çok dairede eve lavabo ve klozetlerden fare girmektedir. Lavabo ve klozetlere attıklarınıza dikkat ediniz.

Pire

Pazartesi, Mayıs 19, 2014
Pire, kanatsız, küçük ve altı tane güçlü bacağıyla zıplayarak hareket eden bir böcek türüdür. Halk arasında deve böceği olarak da bilinir. Uçtuğuna dair söylemler olsa da pireler, kanatları olmadığı için kesinlikle uçamazlar. Uzun zıplama mesafeleri insanların, bu hayvanların uçtuğuna inanmalarına neden olmuştur. Başları çok küçüktür ve ön kısmında oldukça büyük iki tane iri gözleri vardır. Vücutlarının büyük bir kısmını karınları oluşturur. Vücutları yanlardan basık bir küçük küre şeklini andırır. Renkleri yaşadıkları iklime ve parazit oldukları canlıya göre değişse de genelde, sarı, siyah, kahverengi ve kırmızı renk tonlarında görülür.

Pire
Siphonaptera takımını oluşturan kanatsız böceklere verilen ad.

Her iklimde yaşayabilen pireler, yerleştikleri ve parazit oldukları canlıdan kan emerek beslenirler ve hayatlarını sürdürürler. Mesken edindikleri canlıyı bir günde 4 ya da 5 defa ısırırlar ve kan emerler. Emdikleri kanı, büyük bir hazneye sahip olan karınlarında depolarlar. Yerleştikleri canlıyı kolay kolay bırakmazlar fakat başka bir canlıya geçtikleri taktirde hastalıkların bulaşmasına neden olurlar. Parazit oldukları canlının üstüne yumurta bırakabilir ve burada çoğalabilirler. Dünya'da yaklaşık 1500 adet pire türü vardır. Pireler soğukkanlı canlılara (kertenkele, yılan ve bazı sürüngenler...) kesinlikle parazit olmazlar.

Yumurtalarını evlerde halı kenarlarına, kanepe ve koltuk altlarına, dikiş kenarlarına ve ahşap mobilyalardaki çatlak ve deliklere bırakabilirler. Bu yüzden bir ev ilaçlandıktan belirli bir periyot sonra, yani yumurtaların larva olma döneminde bir kez daha ilaçlanmalıdır.

Tespih böceği

Pazar, Mayıs 18, 2014
Tespih böceği karada ve denizde yaşayan türleri, olan kabuklu hayvanlar sınıfındadır. Kabuğu parçalardan yani katlardan oluşur ve bu parçalar arasında elastik bir deri bulunur. Yani kabuk parçaları üst üste gelerek esneklik sağlayabilir, bu sayede tespih böceği bilye gibi olabilir yani top halini alabilmektedir. Korunma hamlesi olarak top şekli alan ve sert kabuğuyla tehlikelerden korunmayı amaçlayan böceğin bu hamlesiyle girdiği şeklin tespih boncuğunu andırması nedeniyle halk arasında tespih böceği adını almıştır, aslında zoolojide yani hayvan biliminde bilinen adı Isopoda’dır. Halk arasında ayrıca "top böceği" olarak da bilinmektedir.

Tespih böceği
Tespih böceği - Isopoda
Bu böcek türüne nemli bölgelerde daha sık rastlanır fakat hemen her iklimde karşılaşılabilmektedir. Ev içerisinde düşünülürse genellikle tuvalet, mutfak veya banyo gibi nemli ortamlarda bulunur. Tespih böceği karada yaşayan kabuklu hayvan olarak diğer böcek türlerinden farklılaşır. İnsanları ısırmaz ya da doğrudan zarar vermez ot ile beslenen bir hayvandır fakat meyve ve sebzelere salya veya dışkılama yoluyla kalıntı bırakabilir. Bu kalıntılar sebze veya meyve aracılığıyla insanlara geçtiğinde hastalık bulaştırabilir o nedenle meyve sebzelerde temizliğe dikkat ederek tespih böceği tarafından gelecek zararlardan kolaylıkla korunmak mümkündür.

Tespih böceğinin ortalama on bin türü bulunsa da genellikle boyları iki veya üç santim arasındadır fakat boyutları yaşadıkları bölgeye göre zamanla mutasyona uğramış olabilir. Yani verimli topraklarda yaşayan daha fazla besin alabilen tespih böcekleri daha iri olabilirken kurak ve iklim olarak kendilerine uygun olmayan bölgelerde yaşayan tespih böceği ise daha ufak olabilir.

Çoğalmak için kanımızı içiyorlar

Cumartesi, Mayıs 17, 2014
Zorla kanımızla besleniyorlar sivrisinekler. Biz gönüllü olmasak bile onlara kan vermemiz gerekiyor. Sivrisineklere tropikal ülkelerden Arktika'ya kadar çoğunlukla nemli olmak üzere her yerde rastlanıyor.

sivrisinekler

Hacettepe Üniversitesi'nde yapılan araştırmalara göre Türkiye'de bilinen 54 sivrisinek türüne 8 yeni tür daha eklenmiştir.

Vücudu dikdörtgen (3-10 mm), kafası küçük, ayakları ince ve uzundur. Ağzı hortum şeklindedir. Bıyıkları 15 bölümlüdür. Kanatları dar ve 10 damarlıdır. Yumurtalarını suya koyuyorlar. Larvaları suda yüzen ilkel hayvanlar, bakteri ve yosunla beslenir. Erkekleri yetkin hale geldikten sonra, esasen çiçek suyu ile beslenir. Dişileri hayvan ve insanların kanını emer.

Sivrisineklerin çoğu insana saldırmaz. Sivrisinek türlerinin insan kanı emerek yaşayanlarının yalnız dişileri kan emer. Dişiler de insanların kanlarını kendi yumurtalarını üretebilmek için protein sağlayabilmek amacıyla içerler.

Modern bilim sivrisineğin aşağıdaki özelliklerini keşfetmiştir :

-  Kafa bölgesinde 100 gözü, ağzında 48 dişi, vücudunda 3 kalbi, hortumunda her biri özel fonksiyon taşıyan 6 adet bıçağı ve her iki tarafında 3 kanadı var.
- Karanlıkta insan cildinin rengini kolayca görebilmesi için onu mor renge dönüştüren özel organa sahip olmaktadır.
- Kanı çözümlemesi için (kendisine gerekli olup olmadığını belirlemesi için) özel organa sahiptir. Her türlü kanı içemez.
- Kanın hortum boyunca kolayca hareket etmesi için onu sıvılaştıran özel organa sahiptir.
- Donatıldığı koku alma organı sayesinde 60 km mesafeden insan terinin kokusunu hisseder.
- Sivrisinek kan emeceği yeri insan hissetmeden uyuşturmak için özel organa sahiptir. İnsanlar kanı emliriken bir şeyin onu soktuğunu zannediyorlar.

Yaban Arısı

Cumartesi, Mayıs 17, 2014
Adından da anlaşılabileceği gibi yaban arısı normal arının daha vahşi ve yabani halidir zira farkları gözle görülür niteliktedir. Yaban arısı genellikle ormanlık alanda yaşar, arı ot obur iken yaban arısı et obur bir hayvandır.

Aslında arı ve yaban arısı İngilizcede tamamen farklı kelimeler ile telaffuz edilmektedir fakat Türkçede aynı isimle bilinirler. Yaban arıları halk arasında sarıca arı olarak da bilinir. Doğal bir asker gibi çevik ve güçlüdür ve yaşamının devamlılığı için yoğun şekilde mücadele gösterebilir, öyle ki kendi boyutlarında olup da örümcekler ile başa çıkabilen nadir hayvanlardandır.

Yaban Arısı
Yaban arısı - Vespidae familyasına ait kanatlı böcektir.
Vespula, Dolichovespula ve Polistes gibi türleri vardır.

Arılardan farklı bir tür olduğunu açıkça anlayabileceğimiz en önemli özellikleri ise birçok kez sokma eyleminde bulunabilecekleridir. Bildiğimiz gibi arı denilince ilk aklımıza gelen özellik arının bir defa soktuktan sonra ölmesidir fakat bu durum bal arıları için geçerlidir, yaban arısı pek çok defa sokabilir ki doğada diğer hayvanlarla mücadelesini sokarak göstermektedir. Bir örümceği sokup felç ederek canlı olarak yiyebilen yaban arıları insanlar içinse tekil olarak çok büyük tehlike değildir, yine de insanı soktuğu zaman hatırı sayılır derecede can yakabilir.

Korunmak için dikkatli olmamız yeterlidir, yaban arısı tarafından sokulmak istemiyorsak kendi haline bırakmalıyız, çok fazla uğraşmamalıyız. Ormanlık ya da yaban arılarının yuva yapabileceği bir bölgedeysek de yuvalarını tehlike altında hissettirmemeli ve yine kendi hallerine bırakmalıyız. Tek bir yaban arısı tarafından ısırılırsak canımız yanar fakat ısırıldığımız arı sayısı ne kadar artarsa tehlikede aynı oranda artacaktır zira bir yuva sadece bir insana saldırırsa sonuç ölüm bile olabilmekte, örneklerine rastlanmaktadır. Belirtilmesi gereken en önemli ve son nokta ise arılar bitkiler için dolayısıyla atmosfer için polen taşıyarak bitkilerin varlığında yani dünyada hayati rol oynamaktadır. Her ne kadar kesin hüküm verdiği için yüzde yüz doğru olmayıp bütün bilim adamları tarafından kabul edilmese de Einstein’ın en önemli sözlerinden birisi şöyledir:
Arılar yeryüzünden kaybolursa insanoğlunun 4 yıl ömrü kalır.

Tatarcık Sineği

Cuma, Mayıs 16, 2014
En az bir defa gördüğünüz fakat isminden dolayı yadırgadığınız tatarcık; Diptera yani çift kanatlılar kategorisine girer ve bu kategoride olduğu için sinek olarak kabul edilen tatarcık isimli hayvan görünüş olarak sineklerden daha büyük ve ürkütücüdür. Bazı yörelerde yakarcık, yakar olarak da adlandırılan bu haşereler direkt olarak insan sağlığı için tehdit oluşturabilmektedirler. Her ne kadar besin kaynağı olarak bitkilerin şekerlerini emseler de dişi tatarcık sineği yumurtalarını geliştirebilmek için kana ihtiyaç duyar ve canlılardan kan emer.

Tatarcık ile sivrisinek arasındaki fark

Tatarcık dış görünüşü itibariyle sivrisineği andırır. Farkı vücudunun daha tüylü ve renginin beyaza yakın mat olmasıdır. Sivrisineklerin vücutları ise tüysüzdür.

Tatarcık Sineği
Tatarcık - Phlebotomus
Bir sinek sizi ısırdığı zaman hissetmeyebilirsiniz daha sonra kaşıntı olarak fark edebilirsiniz fakat bir tatarcık sineği sizi ısırırsa kesinlikle hissedersiniz, çünkü sineklere göre ısırdıklarında çok daha fazla can yakmaktadırlar. Genellikle sıcak iklime sahip bölgelerde görülürler ve gündüz pasif olup dinlenmeye çekilirken genellikle gece beslenir ve aktif olurlar.

Larva hali yumurtadan çıktıktan sonra ortalama elli gün içerisinde yetişkin bir tatarcık sineği olur. Tatarcık sineği genellikle açık havada yaşamayı tercih ettiği için böcek ilacıyla kontrol etmek pek olası değildir, böcek ilacı ile ancak evimize girmiş tatarcık böceğini öldürebiliriz. Önce delmeye sonra emmeye yaran bir hortuma sahip tatarcık sineği sadece insanlardan kan emdiği için zararlı değil aynı zamanda kan ile temas ettikleri ve genellikle mikrop taşıma özelliği gösterdikleri için hastalık bulaştırma ihtimali yüzünden de tehlikelidir. Sadece insanlara bulaştırdıkları kendi adıyla anılan tatarcık humması denilen bir hastalıkları bile mevcuttur. Öyle ki geçtiğimiz yılda Dr. Alper Boz Halk Sağlığı kurumunun müdürü olarak halka tatarcık sineği için özellikle dikkat edilmesi gerektiğini böcek ısırmasından sonra görülen ateşlenme, aşırı kabarma gibi belirtilerde derhal bir hekime başvurulması gerektiğini açıklamıştı.

Danaburnu

Perşembe, Mayıs 15, 2014
Bitkilerin en büyük düşmanlarından bir tanesi olan danaburnu, genel olarak bitkilerin toprağın alt bölümünde yer alan kısımlarını yemekte ve bundan dolayı da bitkilere ciddi oranda zarar vermektedir. Daha çok genç bitkilere zarar veren bu canlı, bitkilerin köklerini yediğinden dolayı bu bitkiler solar, kurur ve bunun sonrasında da bahçelerini eken kişiler, bu bitkilerden istedikleri ürünleri alamazlar.

Danaburnu, genel olarak toprağın 10-20 cm altında yaşar. Ancak özellikle de geceleri toprağın üstüne çıkarak yiyecek aramaya başlarlar. Üstelik dışarıya çıktıkları zaman insanların rahatsız olacakları tarzda bir ses çıkartırlar. Bu canlı türü yalnızca sebze köklerine zarar vermez. Süs, meyve, sebze köklerine zarar verdiğinden dolayı insanlar bu canlıları gördükleri yerde ortadan kaldırmak istemektedir. Genel olarak geceleri ortaya çıktıklarından dolayı pek çok kişi bu canlıları ve yaşadıkları yerleri bulamaz ve yaptıkları ilaçlama işlemi de etkisiz olur.

Danaburnu
Danaburnu - Gryllotalpa gryllotalpa
Yaşam süresi kısa olan danaburnu, Mayıs-Haziran ayları içerisinde yumurtalarını toprağa gömerler. Daha sonrasında 10-20 gün içerisinde bu yumurtalar açılır ve geçirdikleri 5 dönem sonrasında Ağustos ayına geldikleri zaman ergin olurlar. İki yılda bir yumurtladıkları için çok kolay bir şekilde yayılacaklarından insanların bu canlılar konusunda oldukça dikkatli olmaları gerekmektedir. Halk arasında domuz burnu olarak da bilinen ve sadece bitkilere zarar veren danaburnu, Karadeniz bölgesinde atmaca eğitmenliğinde de sıklıkla kullanılmaktadır. Bunun yanı sıra Hatay bölgesinde de ismi değişse bile yine kuşları yakalamak için kullanılmaktadır.

Kırkayak

Perşembe, Mayıs 15, 2014
Kırkayak, isminden bilindiği üzere kırk tane ayağa sahip olan bir böcek türü değildir. Bir çok ayağa sahip olduğu için bu böceğe kırkayak adı verilmiştir. 36 ile 400 arasında bacağa sahip olan bir çok türü vardır. Bir kırkayak, birden fazla boğuma sahip bir vücuda sahiptir. Her boğumda iki tane ayağı bulunmaktadır ve uzunlukları üç cm ile on cm arasında değişiklik gösterebilmektedir.

Kırkayak
Kırkayak - Diplopoda
Kırkayak ot yiyerek yaşamını sürdüren bir canlıdır. Otun yanı sıra çürümüş hayvan kalıntılarını da beslenmek için tüketebilmektedir. Tarlalarda yaşayan kırkayaklar, bitkilerin kök ve gövdelerini yiyerek, tarımla uğraşanlar için büyük sorunlar yaratmaktadırlar. Kırkayaklar genellikle kahverengi ve tonlarında görülürler; ancak bu tüm kırkayakların aynı renge sahip olduğu anlamına gelmemelidir.

Toprak altında ya da taşların altında yaşayan kırkayak, yağış miktarının arttığı dönemlerde yuvaları su ile dolduğundan, insanların yaşadığı mekanlara gelirler ve bir süre buralarda yaşamlarını devam ettirirler. Bu dönem içerisinde kırkayak ile temas eden kişilerin mutlaka temas edilen bölgeyi iyice yıkaması ve temizlemesi gerekmektedir.

Kırkayak, zehirsiz olarak bilinmekle birlikte, zehirli türlerinin olduğu da bilinmektedir. Zehirli bir kırkayak tarafından ısırılma sonucunda, ısırılan bölgede kızarıklık, şişlik gibi belirtiler görülebilmektedir. Böyle bit durum ile karşılaşıldığı zaman mutlaka bir hekime görünülmeli, kırkayak ısırmasından söz edilmelidir.

Kırkayak görünen yerlerde, yetkili ve uzman bir firma tarafından ilaçlama yapılmalı; türlü mecraalardan duyulan ve işe yaramayan yöntemler ile zaman kaybedilmemelidir.

Kulağa kaçan

Salı, Mayıs 13, 2014
İngilizce adı earwig olan ve ülkemizde iftiraya uğramış bir böcek türüdür, Kıskaç böceği denildiğinde kolayca gözünüzde canlanabilecek kulağa kaçan ülkemizde de sık sık karşımıza çıkabilecek fakat sanıldığının aksine insanlarla bir derdi olmayan böcektir. Sanıldığı gibi insanların kulağına girme gibi bir derdi yoktur, insanları ısırma amacı yoktur yalnızca kendisinden daha küçük böcekleri ve çeşitli otçul ürünleri yemektedir.

Kulağa kaçan
Kulağakaçan (Kulak böceği) - Forficula auricularia
Halk arasında kulak böceği, saçkıran gibi isimleri de bulunan kulağa kaçan kendisini çok fazla tehlikede hissettiği an kıskacını kullanacağı ileri sürülse de kıskacını genellikle tırmanmak için kullanmaktadır. Genellikle geceleri aktif olan kulağa kaçan utangaç bir böcek türüdür. Bu böcek hakkında hurafeler öylesine gelişmiş ve yayılmıştır ki aradığınızda kulaktan zeytinyağı, alkol gibi maddeler dökülerek ya da ışık tutularak çıkarılacağına dair yöntemler bile sık sık karşımıza çıkabilmektedir. Hâlbuki büyük kulakları sayesinde earwig yani kulak böceği adını almış böcek tamamen yanlış çeviri ve çocuklarını terbiye etmek için korkutma yöntemini kullanan anne hurafelerinin kurbanıdır.

Kulağa kaçan böceğinin ürkütücü bir isme veya görünüme sahip olduğu herkes tarafından kabul edilebilir fakat böceğin zarar verdiği şeyler genellikle meyve, sebze veya bitkilerdir yine de halkımız tarafından kulağa kaçan, çatal avrat veya dul karı iğnesi gibi isimlendirilmekten kaçamamıştır. Yine de doğal bir ortamda yani bahçenizde faydası olan bir böcektir, belki de gözle fark etmediğiniz ufak ve zararlı böcekleri yer, yine de yaptığınız ilaçlamalar sayesinde yiyeceği böcekler ölünce sebze ve meyvelerinize musallat olabilmektedir. Evde ise ilaçla kurtulmak durumundasınız fakat kulağa kaçan bahçenizdeyse ve doğal olarak kurtulmak istiyorsanız da bahçenize birkaç tavuk alabilirsiniz, kulağa kaçan daha ufak böcekleri tavuklarda kulağa kaçanları avlamaktadır.

Çıyan

Salı, Mayıs 13, 2014
Çiyan, çoğunlukla görüntüsünden dolayı kırkayak ile karıştırılan; ancak yapısal olarak kırkayaktan farklı olan bir canlı türüdür.

İnsanları ısırdığı bilinen çiyan, bilindiği gibi ısırır; ancak dişleri oldukça küçük olduğu için genellikle derinin altına geçiremez. Dişlerinin deri altına geçmemesi, ısırığı zararsız kılmamaktadır. Isırıldıktan sonra, çiyan nereyi ısırdıysa oraya hemen buz uygulanmalıdır. Aynı zamanda çiyanın şah damar ve gözlerden uzak tutulması, önlem olarak büyük önem taşımaktadır.

Çiyan
Çıyan - Chilopoda
Çiyan, etçil bir canlı olup akrepleri, diğer böcekleri ve örümcekleri yiyerek yaşamını sürdürmektedir. İnsan gıdalarının bir çoğunu yemediği için, gıdalara teması ile mikrop bulaştırmak dışında insanlara bir zarar vermemektedirler. Ancak az önce bahsedildiği gibi çiyan ısırması oldukça zararlı olabilmekte; çiyan tarafından ısırılan bölgede şişme, kaşınma, alerjik belirtiler gözlemlenebilmektedir. Aşırı bir durumda mutlaka hekime gidilerek çiyan soktuğu belirtilmelidir.

Çiyan, genellikle gece hareket eder ve bir çok böcek gibi hızla üreyebilir. Bir defada onlarca yumurta bırakır ve bu sayede hızlı bir şekilde yumurta bıraktığı alanlarda yayılabilir. Genellikle evlerde kapıların iç kısımlarında, bodrumlarda ve garajlarda görünen çiyan, çoğunlukla kahverengi ve tonlarındadır. Uzunlukları konusunda net bir bilgi yoktur; çünkü birkaç cm olan çiyan da vardır, 12 cm uzunluğunda olan çiyan da vardır.

Çiyan görülen bir mekanda, mutlaka uzman bir ekip tarafından bilinçli bir biçimde ilaçlama yapılmalıdır. İlaçlamanın ehil kişilerce yapılmaması ya da ilaçlama yapılmadan sorunun çözülmeye çalışılması; mekanlarda daha fazla çiyan görülmesi ile sonuçlanacaktır.

Tahtakurusu

Pazartesi, Mayıs 12, 2014
Tahtakurusu, aslında bir böceğin adı değil; Hemiptera takımının Cimicidae familyasına ait böceklerin türünün ortak ismidir. Yaygın olarak görünen ve halk tarafından görüldüğü zaman tahtakurusu olarak nitelendirilen böcek, kırmızıya yakın bir kahverengi tonuna sahiptir.

Tahtakurusu memelilerden ve kuşlardan kan emerek yaşamaktadır. Isırmak sureti ile kan emerken, sebep olduğu belirgin ve bilinen bir hastalık yoktur. Ancak bu durum, tahtakurusu zararsız bir böcektir anlamı çıkarmak için yeterli değildir. Zira tahtakurusu tarafından ısırıldıktan sonra oluşan cilt tahrişi ve tahrişe bağlı kaşınma, ileride cilt üzerinde kalıcı izler oluşmasına neden olabilmektedir. Aynı zamanda tahtakurusu ısırmasının ardından psikolojik olarak nitelendirilen bir takım etkiler ve alerjik reaksiyonlar da oluşabilmektedir. Tüm bunların yanında, hemen hemen tüm böceklerde olduğu gibi, tahtakurusu da yalnızca bir yerden bir yere giderken bir çok mikrobu da beraberinde taşıma ihtimaline karşın oldukça riskli bir canlıdır.

Tahtakurusu
Tahtakurusu - Cimicidae
Tahtakurusu yaşamak için sıcak ya da soğuk ortam ayırt etmez. Ancak aşırı soğuk hava şartlarında yarı baygın olarak yaşar ve ortalama olarak bir yıl boyunca hiçbir şey yemeden hayatta kalabilir. Tahtakurusu bir eve girdiği zaman yatak, koltuk gibi mobilyaların çevrelerinde, altlarında ve dikiş aralarında saklanır. Karanlık ortamlarda bulunduğu yerden çıkar ve kan emerek yaşamaya devam eder.

Tahtakurusu, ilaçlama dışında hiçbir şekilde tamamen evlerden arındırılamaz. İlaçlama mutlaka bilgili olan, uzman bir ekip tarafından gerçekleştirilmelidir. Püskürtme yolu ile yapılan ilaçlamanın, uzun süre etkili olabilmesi için, ilacın temas ettiği yerlerde yaklaşık 10 gün sıvı maddeler ile temizlik yapılmamalıdır.

Karafatma

Pazar, Mayıs 11, 2014
Karafatma, kara böcekgiller familyasının bir üyesidir. Latince ismi Blaps spp. olmaktadır. Görüntüsü mat siyah bir renktedir ve ışığı kesinlikle hiç sevmeyen bir yapısı vardır. Evlerde, ahırlarda, çatılarda ve bir çok yerde bulunabilirler. Bulundukları bölgelerde her tür tahıl ürünü ve hayvansal kalıntılar ile yaşamlarını sürdürebilirler. Karafatma çoğu zaman hamam böceği ile karşılaştırılsa da, aslında karafatma ile hamam böceği farklı canlılardır. (Ancak halk arasında koyu renkli bir hamam böceği türü olan Blatta orientalis için de "karafatma" veya "kara böcek" ismi kullanılmaktadır)

Bir karafatma, uzun bacakları ile dikkat çeker. Bunun nedeni genetik özelliklerini aldığı ailenin, çöl ortamından gelmesidir. Çöl ortamındaki yakıcı kuma uyum sağlamak için gövdelerini kumdan uzak tutma gereksinimi duyan bu böcekler, zaman içerisinde yaşam alanlarına uyum sağlamak adına uzun bacaklara sahip olmuşlardır.

Karafatma

Karafatma insanları ısırmaz ya da sokmaz. Kendisine göre geliştirdiği tek bir savunma yöntemi vardır. Herhangi bir tehlike sezdiği anda amuda kalkmaya benzeyen bir pozisyon alır ve karnında bulunan bir keseden salgılanan sıvıyı etrafına fışkırtır. Bunu yaparken iki tane amacı vardır. Amaçlarından birisi, bu sıvı ile çevreye oldukça kötü bir koku yayarak düşmanını uzaklaştırmaktır. Bir diğer amacı ise, bu sıvının temas etmesi ile düşmanında oluşacak yanma hissinin düşmanını caydırmasıdır.

Karafatma da bir çok böcek türü gibi hızlı bir biçimde üreyebilme özelliğine sahiptir. Bulunduğu ortamlarda hemen hemen her şeyi yiyerek beslenebilir ve bu sayede hayatta kalabilir. Yaşam alanlarına girmesi, taşıdığı mikroplar nedeni ile sağlık açısından ciddi risk oluşturabilir. Bu nedenle sertifikası bulunan, uzman bir ilaçlama ekibi tarafından kokulu ve jel ilaçlar ile böceğin görüldüğü yerler mutlaka ilaçlanmalıdır.

Kalorifer böceği

Cumartesi, Mayıs 10, 2014
Kalorifer böceği, yaklaşan yaz ayları ile birlikte yeniden bir çok evin korkulu rüyası olmuştur. Sıcak havaları seven ve en ufak deliklerden bile rahatlıkla geçebilen kalorifer böceği bir çok mikrobun bir yerden başka bir yere taşınmasında büyük bir rol oynar.

Halk arasında hamam böceği, kakalak olarak da bilinen kalorifer böceği, genellikle mutfaklarda lavabo ve boruların etrafında görülür. Bunun nedeni, bu böceklerin sıcağın yanısıra nemli ortamları da çok sevmesidir. Lavaboların ve boruların etrafında yumurtalarını da bırakan bir dişi kalorifer böceği, bir defada yaklaşık olarak 200 adet yumurta bırakabilir. İşte bu yüzden kalorifer böcekleri çok hızlı bir biçimde çoğalır ve her yeri sarabilirler.

Kalorifer böceği
Blatella germanica (Alman hamamböceği) - Kalorifer böceği
Peki bu böcekler yaşam alanlarında nasıl yiyecek bulurlar ve nasıl yaşarlar? Kalorifer böceği için açlık uzun süre dayanılabilecek bir durumdur. Öyle ki yaklaşık olarak hiçbir şey yemeden bir ay boyunca yaşamlarını sürdürebilirler. Ancak bir çoğu bu kadar uzun süre aç kalmaz. Çünkü bir kalorifer böceği kağıt, plastik ve daha bir çok şeyi yiyerek beslenebilir. Bu şekilde ortalama olarak 1 yıl yaşayabilen böcekler, yalnızca açlığa değil; aynı zamanda sıcağı çok seven yapılarına rağmen -30 dereceye kadar soğuk havaya da dayanabilirler.

Evlerimize su boruları yolu ile gelebilen bir kalorifer böceği, aynı zamanda bizim farkedemediğimiz herhangi bir nesne üzerine bıraktığı yumurtaları sayesinde de evimize kadar girebilir. Kalorifer böceği bilinenin aksine insanları ısırmaz veya sokmaz. Ancak taşıdığı mikroplar nedeni ile hepatit, dizanteri, hepatit, mantar hastalıkları, pnomoni ve alerjik reaksiyona neden olabilir.

Kalorifer böceği ile mücadele etmenin en önemli faktörü, böceğin gelebileceği yolların önünü kesmek ve uzman bir ekip tarafından böceğin bulunduğu mekanları ilaçlatmaktır.

Uyuz böceği

Perşembe, Mayıs 08, 2014
İnsanların derilerinin içerisine girerek buralarda kazdıkları tünellerin içerisine yerleşerek üremeye başlayan ve sürekli olarak tüneller açmaya devam eden bir akar türü olan uyuz böceği, açmış olduğu tüneller üzerinde delik, kabarcık ve yaralar ortaya çıkartan bir canlı türüdür. Açmış olduğu tünellerin boyutları ise 2 mm ile 3 cm uzunluğa ulaşmaktadır. Kirli sarı bir renge sahip olan uyuz böceği, yassı ve kitinle örtülüdür. Yumurtlayarak üreyen bu canlı, yumurtalarını derinin içerisine yerleştirmektedir. Ve insanlar da bu canlıların yumurtlamasından iki hafta sonra çeşitli belirtiler ile karşı karşıya kalır. Bu belirtilerin nedeni ise yumurtaların karın, bacak, bilek, dirsek iç kısmı ve parmak arası gibi bölgeleri sarmasıdır.

Uyuz Böceği
Uyuz böceği - Sarcoptes scabiei
Uyuz böceği tarafından kazılmış olan tünellerin üzerisi içerileri su ile parazit dolu kabarcıklar ile kaplanmaya başlar. Bu bölgeler daha çok gece olduğu zaman oldukça şiddetli şekilde kaşınmaya başlamaktadır. Toplu yaşana yerlerde çok daha fazla ortaya çıkan uyuz böceği, sadece insanlar ile değil aynı zamanda köpek kedi gibi hayvanlar ve hububat ile de geçen türleri içerisinde barındırmaktadır.

Uyuz teşhisi koyulan insanların gerek vücutlarının gerekse giydikleri kıyafetler ile dokundukları eşyaların her birinin oldukça özenli bir şekilde temizlenmesi gerekmektedir. Dolayısıyla kendi başına yapılacak olan müdahaleler sadece kısmen etki edecek, bir süre sonrasında bu böcek tekrardan ortaya çıkarak insanların tekrardan bu sorunla karşı karşıya kalmalarına da neden olabilecektir.

Salyangoz

Çarşamba, Mayıs 07, 2014
Deniz, tatlı su gibi bölgelerde ağırlıklı olarak görülen salyangoz, yapısı itibariyle pek çok yerde yaşayabilen bir yumuşakça türüdür. Bu kara hayvanı genel olarak nemli ortamlarda bulunurlar ve özellikle de yağışların sıklıkla meydana geldiği ve havanım kış aylarındaki gibi soğuk olmadığı sonbahar dönemlerinde görülmesinde bir artış oluşur. Vücutlarında çok yüksek miktarda su olduğundan dolayı, çok soğuk havalarda donarlar. Aşırı sıcak zamanlarda ise bünyelerindeki suyu kaybedip kururlar. Bundan dolayı da yaz ve kış aylarında salyangozlar genel olarak toprak altlarına ya da ağaç kovuklarına girerler ve hava ısısı normalleşene kadar da orada kalırlar. Özellikle yağmur yağdığı zaman ortaya çıkan bu canlılar, hareket ederken arkalarında sümüksü, parlak renkte bir sıvı bırakırlar.

Salyangoz
Salyangoz - Orthogastropoda
Genel olarak otobur olarak bilinen salyangoz, bunun yanı sıra etobur ve omnivor da olabilmektedir. Otobur olan türleri bitkilerin taze yapraklarını yedikleri için özellikle de bahçelere büyük zarar verebilmektedir. Bundan dolayı da çiftçiler çeşitli yöntemlere başvurarak özellikle de bitkilerin büyüme dönemlerinde bu hayvanların ekim alanlarına girmelerini önlemeye çalışırlar. Bu yöntemleri bireysel olarak gerçekleştirebildikleri gibi bu canlılar ile başa çıkamayan kişiler, çok daha etkili yöntemleri kullanarak bu canlıları kendi ekim alanlarının dışına çıkartırlar. Halk arasında sümüklü böcek olarak da bilinen salyangoz ile beslenen pek çok canlı vardır. Bunlar genel olarak bazı küçük memeli hayvanlar, kurbağa, kertenkele, böcek, kuşlar ile yine salyangoz türü olan bazı canlılar da salyangozlar ile beslenmektedir.

Çekirge

Salı, Mayıs 06, 2014
Düz kanatlılar cinsi içerisinde bulunan çekirge, bu cinsin sıçrayıcı özelliğe sahip olan üyelerinden bir tanesidir Anadolu içerisinde yer alan çekirgelerin büyüklükleri değişebilmektedir. Şimdiye kadar yapılmış olan araştırmalarda bulunmuş olan en küçük çekirgenin boyu 2 cm iken en büyük çekirge ise 20 cm boyundadır. Göçmen olan çekirge türleri ise normal çekirgelere oranla 5 ile 10 cm arasında fazla büyüklüğe sahiptir.

Bu canlılar, daha çok sıcak bölgelerde yaşamaktadır. Ve bulundukları bölgelerde tarıma oldukça ciddi zararlar vermektedir. Ülkemizde ise çekirgeler daha çok Trakya ve Güney Anadolu bölgesinde yaşamakta ve buradaki tarım alanlarına saldırmaktadır. Çekirgelerin en büyük özelliklerinden bir tanesi, oldukça geniş kitleler halinde göç etmeleridir.

Çekirge
Çekirge - Caelifera sınıfı üyesi böcekler.
Çekirge, yumurta ile üreyen bir canlıdır. Canlılar, yumurtalarını kümeler şeklinde bırakılır ve ilk yağmurlar ile birlikte kanatsız bir şekilde çıkan çekirge yavruları hemen çevrelerindeki bitkilere saldırmaya başlamaktadır. Çekirge yavrularının büyümeye başlaması ile birlikte de yapmış oldukları göçlerin ve dolayısıyla verilecek olan zararın hızı ve boyutu da artmaya başlar. Çünkü çekirge sürüleri, gelmiş oldukları bölgedeki ekim alanlarını ve bitkileri oldukça kısa süreler içerisinde yiyerek yok etmedir. Üstelik bu canlılar yalnızca yaşarken değil aynı zamanda öldükten sonra da zarar verir. Nasıl ki toplu şekilde yumurtadan çıkıyorlarsa ölümleri de yine toplu olarak meydana gelmektedir. Ve ölü çekirgeler de çok çeşitli hastalıklara neden olmaktadır.

Gümüş böceği

Pazartesi, Mayıs 05, 2014
Gümüşçün ya da gümüşçül olarak da bilinen gümüş böceği adını, renginin gümüşe benzemesinden ve gümüş gibi parlak olmasından alır. Boyları ve renkleri türüne ve yaşadığı bölgeye göre değişse de boyları 1 ile 3 santimetre arasındadır ve renkleri gümüş tonlarındadır. Derileri katmanlıdır ve kuyruk kısmında üç adet çıkıntısı vardır. Baş kısmında ise bir çift antene sahiptirler ve bu antenler sayesinde algıları oldukça kuvvetlidir.

Gümüş böceği
Lepisma saccharina

Gümüş böceği çoğu böcek türü gibi yumurtlama yöntemi ile çoğalır. Her üreme döneminde aşağı-yukarı 100 tane yumurta bırakır. Yumurtalarını duvar köşelerine, halı ve koltuk altlarına bırakır. Ortalama yaşam süresi bir yıldır. Gümüşböcekleri her mevsimde yaşar fakat yaz ve bahar aylarında daha sık görülür. Nem açısından zengin ve sıcak yerlerde yaşamayı severler. Bu nedenle bu böcek türü mutfak ve banyo gibi mekanları yaşamak için mesken edinirler. Kalorifer borularının etrafı, çatı katları ve bodrum gibi alanlarda görülmesi daha muhtemeldir.

Gümüş böcekleri kesinlikle zehirli değildir. Fakat mikrop ve bakteri taşıyıcı özelliğe sahiptir. Ayrıca mutfak gibi mekanlarda salyası ve dışkısı yiyecekler üstüne yerleşip, hastalık oluşturucu etkiye sahip olabilir. Bu böcek insanları ya da evcil hayvanları ısırmasa da kitap, giysi, yatak ve yorgan gibi eşyalara zarar vererek maddi kayıplara yol açabilir. Bu yüzden ev ortamı, belirli zaman aralıklarıyla ilaçlanmalı, mutfaktaki besinler mümkün olabildiği kadar iyi muhafaza edilmelidir.

Bilimsel adı Lepisma saccharina (Gümüş balığı) olan gümüş böceği Thysanura takımı Lepismatidae familyasına bağlıdır. Bu familyanın diğer bir böceği olan Thermobia domestica (Ateş böceği) ile büyük benzerlik göstermektedir. İkinci türü biraz daha iridir ve gümüş renkte değildir. Böceğin halk arasında çeşitli isimleri vardır. Gümüş balığı bilimsel adıdır, bunun dışında gümüş böceği, gümüşçün, nem böceği, gümüş balığı böceği,gribalıkçıl olarak adlandırılmaktadır. Bu böceklere evlerde sıkça rastlanmaktadır çünkü insan giysileri, kitaplar ve depolanmış gıdalarla hayatlarını sürdürüyorlar.

Hamamböceği

Pazartesi, Mayıs 05, 2014
Hamamböcekleri çoğu böcek türü gibi yumurtlayarak çoğalırlar. Tek bir yumurtlama esnasında yaklaşık 200 yumurta üretebilirler. Bir hamamböceği yavrusu bir milimetre kadardır. Daha yumurta halinde olduğunu düşünürsek sırtlarında taşıdıkları yumurta sayısının çok fazla olduğunu söyleyebiliriz. Bu yumurtaları gitti her yere taşıyabilir ve düşürebilirler. Yavrular yumurtalardan 18 gün içinde çıkarlar. Yılda yaklaşık 10 kere yumurtlayabilirler. Altı tane bacakları vardır. Toplamda 18 ekleme sahiptirler.

Hamam böceği - Blattodea takımını oluşturan böceklerdir.
Yiyecek seçmezler, hatta yiyecek olmayan kağıtları, çöpleri, tahta parçalarını dahi yiyebilirler. Bu yüzdendir ki mikropları taşırlar ve hastalıkların yayılmasına neden olurlar. Dizanteri, verem, hepatit, mantar, astım ve daha fazlası taşıdıkları hastalıklar arasındadır.

Karanlığı seven hayvanlardır. Bu nedenle geceleri ve karanlık ortamlarda daha hareketlidirler. Baş kısmında bulunan antenleri sayesinde çok az ve çok uzaktaki su ya da besini bulabilirler. Kanlarının rengi beyazdır.

Bazı hamamböceği türlerinin kanatlara sahiptir fakat yürüyerek hareket etmeyi tercih ederler. İskeletleri vücutlarını dıştan kaplar ve bu kabul olarak adlandırılır. Ömürleri boyunca birkaç kez iskelet yani kabuk değiştirirler. Bazı hamamböceği türlerinde dişiler ömürleri boyunca yalnızca bir kez çiftleşirler. Bu onların ömür boyu üretecekleri yumurtalar için yeterlidir.

Kafası kopmuş bir hamamböceğinin bir hafta yaşaması yanlış bir bilgi değildir; bir hafta sonra susuzluktan ölürler. Dayanıklı hayvanlardır. Susuz 1 hafta, yiyeceksiz 1 ay kadar yaşayabilirler. -30 derecede dahi hayatlarına devam edebilirler. Hamamböceklerinin dayanıklıklarını ölçmek için bir çok deney yapılmıştır ve her defasında şaşırtıcı sonuçlar alınmıştır.

Hamamböcekleri saatte yaklaşık 5 km hızlı hareket edebilirler. Bu hız boylarına oranlara oldukça şaşırtıcıdır. Ömürleri yaklaşık 15 aydır. Bir dişi öldüğü esnada bile yumurta bırakabilir..

Hamamböceği türleri
Yaygın hamam böceği türleri aşağıdakiler olmaktadır.
  • Blatta orientalis (Doğu Hamamböceği / Oriental Hamamböceği) Halk arasında kara fatma da denilen tür.
  • Periplaneta americana (Amerikan hamamböceği)
  • Periplaneta australasiae (Avustralya-Asya hamamböceği)
  • Blatella germanica (Alman hamamböceği) - Halk arasında kalorifer böceği olarak da biliniyor.
  • Supella longpalpa (Kahverengi bantlı hamamböceği) 
  • Supella longipoda (Afrika Hamamböceği)

Sivrisinek

Pazartesi, Mayıs 05, 2014
Sivrisinekler uçabilen bir böcek türüdür. Dünyada yaklaşık 3000 tane sivrisinek türü vardır. Sivrisineklerin çoğu zararsızdır fakat yaklaşık 100 sivrisinek türünün kesin hastalık bulaştırıcı olduğu saptanmıştır. Sıtma, Sarı Humma ve parazitik hastalıklar bu hastalıklar arasına dahil edilebilir.

Sivrisinekler genelde 1 santimetre boyundadır. Hortum, baş ve karın olmak üzere üç temel bölümden oluşurlar. Başlarının ön kısmında geniş bir görüş alanı sağlayan iki tane gözleri vardır. Hortumunu arasına alan iki tane de antene sahiptirler ve bu hortumlar çok hassas bir burun görevi görürler.

Sivrisinek - Culicidaefamilyasından böcekler.
Henüz larva halindeyken içinde bulundukları ortamdaki su içinde bulunan besinlerden beslenirler. Bu nedenle sivrisinekler, bataklık ve nemli bölgelerde kurak ve susuz bölgelere oranla daha sık görülür.

Dişi sivrisineklerin yetişkin oldukları zaman kan aramaya başlamalarına karşın, erkek sivrisinekler yetişkin oldukları zaman da besinli su ile beslenmeye devam ederler.

Bazı sivrisinek türleri insan yerine diğer canlıların kanını emerler. Bu canlılara kuşlar, sürüngenler ve hatta diğer böcek türleri bile dahil olabilir. Ayrıca bazı sivrisinekler belirli çiçeklerin özleriyle de beslenirler ve bu sayede çiçeklerin polenlerini üstlerinde taşırlar ve çiçeklerin döllenmesine katkı sağlarlar.


Sivrisineklerin gözleri iyi görür fakat insanları çekici yapan şey gözleri değil burun görevi yapan antenleridir. Kokuyu antenleriyle alırlar. Bir sivrisineğin antenleri kesildiği taktirde bir insan tenine konmuş olsa bile kan emmeye teşebbüs etmediği saptanmıştır. Koku algıları öyle kuvvetlidir ki sevdikleri bir kokuyu bir camın diğer tarafından alabilirler.

Isırdıktan sonra kaşıntıya neden olan faktörün ne olduğu henüz belirlenememiştir. Fakat Dr. Gillett kaşıntının ısırıldıktan 3 dakika sonra başladığını gözlemlemiştir.

Ev Böcekleri

Pazartesi, Mayıs 05, 2014
İnsanlar var olmadan önce de binlerce tür böcek yeryüzünde yaşamaktaydı. Yeni bilgilerin öğrenilmesi, teknoloji ve yerleşik hayata geçmesiyle beraber, insanlar böceklerle yaşadıkları ortamlarda daha sık karşılaşır oldular. Aslında her şeyden önce şöyle bir soru sorulmalıdır; "İnsanlar mı böceklerin yaşam alanları istila ediyor, yoksa böcekler mi insanların yaşam alanlarını istila ediyor.." Bu soruya kesin bir cevap vermek mümkün olamamakla birlikte sonuç bellidir; böcekler ve insanlar içi içe yaşamaktadır.

Ev Böcekleri

İnsanlar ile böceklerin bu beraberliği her ne kadar tiksindirici gelse de, bu beraberliği zararları yanında yararları da vardır. En basit yararı bireylerin bir zaman sonra bu böceklerin salgıladıkları mikro organizmalara karşı geliştirdikleri savunma sistemleri yani güçlenen bağışıklık sistemleridir.


Bizler olarak yaşamak için kendimize en uygun ortamı seçtiğimiz gibi böcekler de kendileri için en uygun ortamları seçmek zorundadırlar ve bu ortamlar kesişmektedirler. Bizlerin ısınmak için yaktığımız kalorifer peteklerinin etrafında yaşayan kalorifer böceklerini kim suçlayabilir ki? Yani önemli olan böceklerden kurtulmak değil, onların verebileceği olası zararlara karşı tedbirli ve kontrollü olmaktır.


Ayrıca bir çok böcek ilacı ve bilinçsiz kullanımı doğaya, ekosisteme ve insan sağlığına geri dönüşü zor zararlar vermektedir. Böceklerle mücadelenin bilinçli ve profesyonelce yapılması oldukça önemli bir konudur. Ancak bu sayede çevreye ve insan sağlığına zarar vermeden böceklerin zararlı etkilerinden korunulabilir.

Güve

Pazartesi, Mayıs 05, 2014
Güve (Tinea) insana direkt zarar vermez, genellikle insanlar kendilerini değil eşyalarını güvelerden korumak için uğraşırlar. Genellikle kumaş ya da tüylü deriler peşinde olurlar fakat odunu kemirenleri de vardır. Güve önce kurtçuk biçiminde yumurtlama yöntemiyle dünyaya gelirler, belirli bir dönem sonra kurtçuk yarılarak kelebek şekline dönüşür. Görünüşleri itibarıyla hemen her insan güveyi kelebek sanabilir fakat ne kadar yakın akraba olsalar da pek çok açıdan kelebek ve güve birbirinden farklıdır.

Güve

Kelebek ile güve arasındaki farklar

Güveler genellikle gece dolaşırlar, kelebekler ise güneş ışığını sever. Güvelerin kanatları tüylü iken kelebeklerin kanatları tüylü değildir. Yine güvelerin kanatları genellikle soluk ve koyu renklerdeyken kelebeklerin kanatları genellikle parlak ve renklidir. Güve ilk kurtçuk halinde tekrar üreyemez ve yumurtlaması için kelebek şeklinde olmalıdır. Üreme bakımından ise kelebekle farklı değil aynıdırlar yine de güve daha hassas kulaklar sayesinde daha gelişmiş denilebilir.

Bazı yaygın güve türleri

  • Ephestia kuehniella (Değirmen güvesi)
  • Ephestia elutella (Tütün güvesi)
  • Ephestia cautella (Kuru incir kurdu) 
  • Ephestia figuliella (Kuru incir güvesi)
  • Plodia interpunctella (Kuru meyve güvesi)
  • Pyralis farinalis (Un güvesi) 
  • Paralipsa gularis (İç fındık güvesi)
  • Sitotroga cerealla (Arpa güvesi) 
  • Tinea granella (Ekin ambar güvesi)
  • Tineola biselliella (Elbise güvesi / Halı güvesi)
  • Tinea pellionella (Yün güvesi / Kürk güvesi)

Güve ile mücadele yöntemleri

Güveden korunma yöntemi olarak halk arasında en çok bilinen yöntem naftalindir, genellikle elbiseler, çeyizler ya da kullanılmayan yün yastık yorganlar arasına naftalin koyulur. Ardından her mevsim çıkartılıp havalandırılıp iyice dövmek suretiyle iyice temizlenilir bu yöntemler bilinçli olarak yapılsın ya da yapılmasın güve ile mücadele için en etkili yöntemlerdir. Naftalin her ne kadar insan sağlığına zararlı olsa da güveyi öldürmek yerine sadece uzaklaştırsa da ülkemizde en çok tercih edilen korunma yöntemidir, yine son olarak belirtmek gerekir ki güve insan sağlığına değil insan eşyalarına zarar verir yani insana maddi açıdan zarar vermektedir.

Deri böceği

Pazartesi, Mayıs 05, 2014
Deri böceği cansız derilere geldiğinden genellikle deri fabrikalarında ya da deri madde kullanan fabrikalarda, hazır giyim dükkânlarında veya deri maddelerin yer aldığı ev mobilyalarında karşımıza çıkabilen bir haşeredir. Uluslararası adı Dermestes lardarius olan deri böceği deri üzerindeki kalıntı maddelerle beslenir. Hiç beklemediğimiz anda bizimde başımıza gelebilecek olan deri böceği vak'alarından korunmak için gerçek deri malzemelerin temizlik ve bakımını eksiksiz yapmalı gerekirse ilaçlama işlemlerine başvurmalıyız.

Deri böceği
Dermestes lardarius (Deri böceği)

Deri ile beslenir derken karıştırılmaması gereken bir durum şöyledir; deri böceği cesetleri ilk aşamada kaplayan bir böcek türü değildir, ilk aşamada genellikle cesedi sinek türleri kaplar deri böceği daha çok ölü deri ile ilgilendiği için adli tıp biliminde birincil değil ikincil ceset böcekleri kategorisin girmektedir. Sıcak nemli ve genellikle hijyenik olmayan ortamlarda karşılaşılan böcek türü gözle görülemeyecek kadar küçük olabildiği için önlemini önceden almak gözle görülen böcek türlerine nazaran daha önemlidir.

Pamuksu ya da kumaş gibi bir deri yapısına sahip olan deri böcekleri insanlara direkt olarak bir zarar vermeseler de mikrop taşıma riskleri ve hızlı çoğalıp yavaş azalmalarından dolayı ani bir baskın yapabilme ihtimallerinden dolayı sakınılması gerekenler kategorisine girer. Deri böceği çok yakın akrabası olan uyuz böceğiyle karıştırılmamalıdır. Uyuz böceği canlı derilerle ilgilenmekte olup deri altına girebilmektedir fakat deri böceği aynı oranda tehlikeli olmamakla birlikte canlı derilerde görülmezler. Son olarak çok küçük olmaları nedeniyle püskürtme ilaçlar deri böceğinden korunmak için en etkili yöntem olarak bilinmektedir.

Örümcek

Pazartesi, Mayıs 05, 2014
Örümcek, eklembacaklı familyasının en çok bilinen üyesidir. Bu derece çok bilinmesinin nedeni; dünya üzerinde hemen her kıt'ada yaşaması ve bilindiği kadarıyla 65 bin farklı türü olmasıdır.

Örümcek yapısal olarak oldukça karmaşık bir canlıdır. Çiftler halinde ayrılan 8 tane ayağı bulunan örümcek, kıskaçlı ağzının içindeki zehirli iğnesi nedeni ile oldukça tehlikelidir. Bu zehirli iğne, örümceğin türüne bağlı olarak ölümcül bir zehir de salgılayabilmektedir. Örümceklerin bir de başlarında, genel olarak his bacağı adı ile bilinen bir bacakları daha vardır. Bu bacak çiftleşme esnasında cinsel organ olarak görev yapmaktadır.

Örümcek
Örümcekler - Araneae takımının üyeleri
Örümcek tam 4 tane göze sahiptir. Bu özelliği onu çok iyi bir gözlemci yapmaktadır. Yaklaşık olarak bir saat içinde oluşturduğu ağı sayesinde, avını kolay bir biçimde yakalar ve yer. Hem et, hem de ot yiyebilen örümcekler, ciddi bir açlık içerisinde ise kendi türünü bile yiyebilmektedir.

Bir dişi örümcek bir defada yaklaşık 300 adet yumurta bırakabilmekte, bu da örümceklerin çok büyük bir hızla türemesine neden olmaktadır. Bir tane yumurta yaklaşık 1.5 ay sonra yavru bir örümceğe dönüşmektedir. Örümcekler insanları normal şartlar altında ısırmazlar; ancan herhangi bir tehlike sezdikleri an da, ilk yapacakları savunma hamlesi ısırmak olacaktır.

Örümcek, geniş bir alana ağ kurabilme yeteneğine sahiptir. Bu nedenle örümcek ilaçlaması yapılırken işin ehli bir ekip ile çalışılmalı; ilaçlama muhtemel noktalara değil, her yere eşit şekilde yapılmalıdır.

Akrep

Pazar, Mayıs 04, 2014
Bir eklembacaklı türü olarak da bilinen akrep, genel olarak nemli ve sıcak bölgelerde yaşamaktadır. Bu canlının vücudu kitin adı verilen bir tabaka ile kaplıdır ve kalkık bir şekle sahip olan kuyruğunda ise zehir iğnesi bulunmaktadır. 2009 yılı itibari yapılan araştırmalar sonrasında 1753 farklı akrep türü bulunmaktadır. Ülkemizde ise 11 cins içerisinde 23 farklı akrep türü yaşamaktadır. Yapılmış olan araştırmalar sonrasında görülen ve dünyanın en uzun akrebi olarak bilinen akrebin boyu 23 cm.dir. Kimi akrep türleri yaklaşık olarak 8 yıl yaşayabilse de birçok akrep türü çok daha kısa süre yaşayabilmektedir. Ilık ve ıslak bölgeleri birincil yaşam alanı olarak seçen akrepler karlı olan bölgeler haricinde her yerde rahatlıkla yaşayabilmektedir.

akrep
Akrepler - Scorpiones takımının üyeleri

Akrep çeşitleri

Genel olarak iki sınıfa ayrılmış olan akrep, toprak üstü ve toprak altı akrepleri olarak incelenmektedir. Toprak üstü akrepleri, kendi içerisinde ağaç ve taş altı akrepleri olarak ayrılır. Toprak altı akrepleri ise çöl bölgeleri gibi yumuşak bölgelerde yaşayan kumcul akrepler ve kısa bacaklara sahip kazıcı akrepler olarak ayrılmaktadır.

Geceleri avlanan akrepler genel olarak örümcek, kırkayak, böcek türü canlıları yemektedir. Ancak kendilerini koruma amacı ile taşıdıkları zehir nedeni ile özellikle de insanlar tarafından tehlikeli olarak görülen bir canlıdır. Çünkü akrebin cinsine ve içerisinde taşıdığı zehre bağlı olarak akrep sokması oldukça tehlikeli ve hatta ölümcül sonuçlara neden olabilmektedir.

Bit

Pazar, Mayıs 04, 2014
Bit
Böcek sınıfı içerisinde yer alan bit, genel olarak eklembacaklı bir canlıdır. Bitler, aynı sınıf içerisinde yer alan canlıların birçoğunun aksine biçimlerini ve yapılarını değiştirmezler. Yumurtlayarak üreyen bu canlıların yumurtalarından çıkan yavrular, erişkin bitlere benzerler. Bitlerin yumurtalarına sirke adı verilirken yavruları ise yavşak ismini alırlar. Bitler kanatsız canlılardır. İnsan ve hayvanların üzerine yerleşen bu canlının farklı sınıfları bulunmaktadır. Isıran bit olarak adlandırılan kuş bitleri, kendi içerilerinde ikiye ayrılır. Bitler genel olarak insan ve hayvanların üzerilerinden kopan deri parçaları, kimi zaman kan ve deriden salgılanan yağlar ile beslenmektedir. Bitin yumurtası olarak bilinen sirke, bitin tükürüğü ile birlikte saça yapışır ve beslenmesini bu şekilde sağlamış olur. Bitlerden kurtulmak için özel olarak üretilen tarak ve şampuanlara ihtiyaç duyulmaktadır.

Bit
Bit - Phthiraptera


Bitlerin Türleri

İnsanların üzerilerinde yaşayan bitlerin genel olarak üç türü bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, baş biti olarak da bilinen bir türdür. Özellikle de sirkeceler insanların kulak arkası ve ense bölgesindeki saçların diplerinde yaşamaktadır. Diğer bir tür olan kıl biti ise baş bölgesi haricinde vücudun kıl bulunan bölgelerine yerleşmektedir. Yumurtaları siyah renkte iken büyüdükleri zaman gri ve beyaz renge bürünmektedir. Üçüncü bit türü ise elbise bitidir. Bu bit türü aynı zamanda vücut biti olarak da adlandırılmaktadır çünkü tüysüz ya da çok az tüylü bölgelerde yaşayabilmektedir. Elbise biti tifüs  hastalığını yaydığından oldukça zararlı ve tehlikeli bir canlıdır.

baş biti
Baş biti - Pediculus humanus capitis

elbise biti
Elbise biti - Pediculus vestimenti

kıl biti
Kıl biti - Phthirius pubis
Bazı diğer bit türleri

  • Liposcelis divinatorius (Kitap biti)
  • Sitophilus granarius (Buğday biti)
  • Sitophilus oryzae (Pirinç biti) 
  • Rhyzoperta dominica (Ekin Kambur biti)
  • Tenebrio molitor (Un kurdu)
  • Tribolium confusum (Un Kırma biti)
  • Tribolium castaneum (Un biti)

Mite

Pazar, Mayıs 04, 2014
Akar olarak da bilinen mite, eklembacaklı bir canlıdır. Bu canlı türü genel olarak insanların vücutlarından dökülen deri parçacıkları ve tozları ile beslenmektedir. Yapılan araştırmalar da göstermektedir ki insanların vücutlarında milyarlarca mite yaşıyor. Bu canlılar ağırlıklı olarak koltuk, yatak, halı gibi tüylü ve kolayca kirlenebilen ortamlarda yaşamaktadır.

Çoğunlukla nemli bölgelerde yaşayan mite, astıma neden olabilmektedir. En büyük türü yalnızca 55 mikron boyutu kadar büyük olduğundan dolayı sadece mikroskop aracılığı ile görülebilmektedir. İnsanların vücutlarından dökülen sadece 1 gram deri parçası ile 1.000.000 mite beslenebilmektedir. Günümüzde boyut bakımından değişiklik gösteren 156 türde mite bulunmaktadır. Bu canlıların uzunlukları milimetrenin üçte biri kadardır. Hemen hemen şeffaf renktedirler. İnsanların 5 sene boyunca kullandıkları bir yatağın içerisinde 5-10 milyon mite yaşayabilmektedir.

Maytların gözleri yoktur. Sekiz adet bacakları bulunmaktadır. Ortalama yaşam süreleri 3-4 ay olmaktadır.

maytlar
Maytlar - Acarina altsınıfının böcekleri.
Astım ve bronşite neden olabilen mite konusunda insanların çok fazla dikkatli olması gerekmektedir. Çok ufak olmaları kimi kişiler için sorun olsa da yaşadıkları yerlerin bilinmesinden dolayı alınacak olan önlemler sayesinde bu zararlı canlılardan kurtulunabilmektedir. Mitelar yalnızca insanların deri kalıntıları ile beslenmezler. Bunların yanı sıra hayvanların deri döküntüleri ve kıl tarzı döküntüler de bu canlıların besin kaynaklarıdır.

Bu canlılardan kurtulmak için yalnızca ilaçlama yapmak yetersizdir. Düzenli ilaçlama ile birlikte ev ve ortamların özellikle de tozlardan korunması, sürekli olarak temizlenmesi gerekmektedir. Böylelikle de mite oluşumu engellenecek ve bu canlıların sağlığa ciddi ölçüde etki etmeleri de engellenmiş olacaktır.

Bazı Mite Çeşitleri

Yaygın karşılaşılan maytlardan biri halk arasında ev tozu böcekleri, astım böcekleri olarak da bilinen Toz akarı - Dermatophagoides pteronyssinus olmaktadır. Kene ve örümceklerle aynı ailede yer alan mitelar çok çeşitlidirler. Bilinen 156 çeşit akar bulunmaktadır.

pas akarı
Pas akarı - Aceria anthocoptes

kırmızı kadife akar
Kırmızı kadife akar

sarı akar
Sarı akar - Lorryia formosa

sarı akar
Sarı akar - Lorryia formosa

yassı akar
Yassı akar - Brevipalpus phoenicis

Karınca

Pazar, Mayıs 04, 2014
Karınca olarak da bilinen termitler yaklaşık 100 milyon yıldır Dünya'nın her yerinde yaşamaktadırlar. Dünya'da yaklaşık 35 bin karınca türü vardır. Termitler sıcak ortamlarda yaşamayı severler ve koloniler halinde yaşarlar. Her koloni ortalama 40 bin karıncadan oluşur. Bazı karınca türleri günde yaklaşık 7 saat uyurlar. Bir karınca kendi ağırlığının 20 katını kaldırabilecek kapasiteye sahiptir. Termitler bütün böcek türleri arasında en büyük beyne sahip olan böceklerdir. Beyinleri yaklaşık 250 bin hücreden meydana gelir. Antenleri sayesinde radyo frekanslarıyla haberleşmenin yanı sıra koku da alırlar.

Karınca
Karınca - Formicidae familyasının böcekleri.
Termitlerde vücut kafa, gövde ve kuyruk kısmı olmak üzere üç kısımdan oluşur. Bütün böcekler gibi 6 bacağa sahiptirler. İskeletletleri dışarıdadır ve kabuk olarak adlandırılır. Karıncaların iki tane mideleri vardır. Midelerinin birini kendileri için kullanırlar diğerini ise kolonideki diğer karıncalara besin götürmek için depo olarak kullanırlar. Akciğerleri yoktur çoğu böcek türü gibi vücutlarında küçük hava kanallarıyla solunum yaparlar. Buna trake solunumu adı verilir. En büyük karınca türünün ortalama büyüklüğünün 2.5 santimetre olduğu saptanmıştır.

karıncalar

Her kolonide en az bir kraliçe karınca vardır. Kraliçe karıncalar yumurtadan ilk çıktıklarında kanatlara sahiptirler. Bu kanatlar sayesinde uçup başka yerlerde koloniler kurarlar ve zamanla bu kanatlar kullanılmaz ve düşer. Kraliçe karıncalar 15 yıl kadar yaşayabilirler. Hiçbir işe karışmazlar tek görevleri üremektir. Diğer karıncaların ömürleri ise ortalama 40 ile 60 gün arasındadır.

Ev böcekleri ve haşereler ile ilgili sitemize hoşgeldiniz

Pazar, Mayıs 04, 2014
Evlerimizde bizlerle birlikte yaşayan bazı canlılar bazen çekilmez hal alabiliyorlar. Pek çok hastalığın nedeni olan bu canlılardan kurtulmak için yapılması gerekenler konusunda sitemizde bilgilere yer veriyoruz.



Öncelikli olarak hamam böceği,  pire, tahtakurusu, sinek, bit, örümcek, kırkayak, akrep, karınca gibi yüzyıllardır evlerimizi bizimle birlikte paylaşan zararlılar hakkında bilgilere yer verip daha sonra bu haşerelerden kurtulma yöntemleri konusunda bilgiler aktaracağız.
 
Copyright © Böcekler. Designed by OddThemes